Voleybolu bırakmayı düşündüm
Fenerbahçe OPET ve Milli Takım’ın başarılı oyuncularından Naz Aydemir Akyol, İtalyan basınıyla gerçekleştirdiği röportajda hamileliğin ardından voleybolu bırakmayı düşündüğünü itiraf etti.
Volleyball.it adlı internet sitesine konuşan 29 yaşındaki pasör; özel hayatı, son Avrupa Voleybol Şampiyonası ve Fenerbahçe’ye transferi başta olmak üzere pek çok konuda açıklamalarda bulundu. İşte o röportajın tamamı:
Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda Sırbistan’la oynadığınız bitmek tükenmek bilmeyen bir maçın ardından gümüş madalyayı boynunuza taktınız. Böyle bir sonu hiç düşünmüş müydün?
“Turnuvadan önce hepimiz madalya kazanabileceğimizi düşünüyorduk. Zaten bu, bizim ana hedefimizdi. Ancak Avrupa Şampiyonası’ndan evvel biri bize gümüş madalya kazanacağımız için ağlayacağımızı söyleseydi buna elbette inanmazdık.”
Teknik kaliteyi bir kenara koyarsak takıma Avrupa finalini getiren en önemli özellik sence neydi?
“İlk maçtan son maça kadar savaşmayı hiç bırakmadık. Her zaman %100’ümüzü verdik. Bedenimiz ve ruhumuzda kalan son enerji damlasını dahi verdik. Bize tarifi zor bir destek veren inanılmaz taraftarlarımızı da unutmamak lazım. 12 bin kişinin önünde oynamak olağanüstü bir tecrübeydi. Tribündekilerin desteği sayesinde kendimizi yenilmez hissettik.”
Bu madalya senin için ne anlam ifade ediyor?
“15 aylık bir aranın ardından bu kadar güzel bir geri dönüşü hayal dahi edemezdim. Kollarımda bebeğim ve boynumda madalyam… Bu inanılmaz bir his.”
5 Kasım 2018’de Pamir’i dünyaya getirdin. Ona hangi özelliklerini taşımak isterdin?
“Eğer seçme şansım olsaydı ona ayaklarını yere basmasının, en zor anlarda bile mutlu olmak için bir neden bulabilmenin ve her canlıyı tüm kalbinle sevebilmenin önemini iletmek isterdim.”
Annelik sonrası geri dönüş nasıldı?
“Açık konuşmak gerekirse antrenmana çıktığım ilk hafta voleybolu bırakmayı düşündüm. Bacaklarımın bana ait olmadığını hissediyordum, hareket edemiyordum ve bakmam gereken bir çocuğum vardı. Hem çalışıp hem de onunla ilgilenince dinlenmeye zamanım olmuyordu. Ancak zamanla rahatladım. Vücudum, yorgunluğa uyum sağladı ve her şey iyi gitmeye başladı. Kesin olan bir şey var ki o da şu: Annem ve eşim olmadan bunu asla başaramazdım.”
VakıfBank’taki son sezonunda Türkiye ligi, Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak tüm kupaları kaldırmıştın. Bu yılsa yeniden Fenerbahçe formasını giyiyorsun.
“Fenerbahçe, bu sezon olağanüstü bir takım kurdu. Açıkçası benim hedefim de her şeyi kazanmak. Bu sezon sizlere hem Türkiye hem de Şampiyonlar Ligi’nde inanılmaz maçlar izlettireceğimizin garantisini verebilirim.”
Sportif rekabetin Türkiye ve özellikle de İstanbul’da nasıl yaşandığını bize anlatabilir misin?
“Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok güçlü bir rekabet var. Voleybolda şampiyonluk için yaşanan rekabet çok büyük. Yol boyunca müthiş bir heyecan size eşlik ediyor. Sahadaki rekabet, doğrudan taraftarlara yansıyor. Fenerbahçe taraftarları, takımlarının yedinci oyuncusu ve desteklerini hiç kesmiyor. Zaten taraftarlar olmadan voleybol böyle bir spor olamaz. Taraftarların yokluğu, rekabeti renksiz ve yavan olur. Bence fair-play çerçevesinde sağlıklı bir rekabet ve taraftar desteği sporun en temel iki parçası.”
“Bunu bana bir yıl önce sorsaydınız her şey derdim. Ancak bebeğimin doğumu ve voleybolu 15 ay boyunca dışarıdan takip ettikten sonra size bu oyunun bana büyük bir coşku ve hırs verdiğini söyleyebilirim.”
Senin gibi dünyanın en güçlü kadınlarından birini tanımamız için bizimle bir oyun oynamak ister misin?
“Kesinlikle evet.”
Çok iyi. Öyleyse sorulara hızlı cevaplar vermeni istiyoruz. Haydi başlayalım. Favori yemeğin?
“Tipik Türk yemeği olarak pilav”
Okuduğun son kitap?
“Gör Beni-Azra Kohen”
Sloganın?
“Beni öldürmeyen her şey güçlendirir.”
Dünyadaki favori şehrin?
“Floransa ve tabii ki İstanbul”
İstanbul’daki favori mekanın?
“Evim”
Favori şarkın?
“All of me-John Legend”
Hayranlarına göndermek istediğin bir mesaj?
“Dünyanın her tarafında bana hissettirdiğiniz destek için hepinize çok teşekkür ediyorum. Salonlarda görüşmek üzere…“